21 Kasım 2016 Pazartesi

OSETLER ve GÜNEY OSETYA SORUNU


Osetler de Kafkasya'nın gözü yaşlı halklarından biridir. Tarihte Alanlar olarak bilinen topluluğun İrani halklardan olduğu geçer kaynaklarda. Nitekim bugün konuştukları dil de Fars dili ile akrabadır. (Ancak Peştun ile daha da yakın olduğu söyleniyor) Osetler kendilerine İron, ülkelerine de İrişton diyorlar. 


osetler ile ilgili görsel sonucu
Halkın büyük çoğunluğu Ortodoks Hristiyanlardan, pek azı Sünni Müslümanlardan oluşur. Türkiye'de yaşayan Osetlerin tamamı Müslümandır.(Malum, büyük Kafkas sürgünü bölgenin Müslümanlarını vurmuştu.)


Güney Osetya sorunu Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Güney Osetya'nın bağımsızlık talep etmesi ile başlamıştır. (Ancak dağılma dönemine kadar da sorunsuz bir Osetya'dan bahsedemeyiz. Hatırlamak gerekir ki Sovyet politikaları son derece baskıcı idi, halkların sorunlarını su yüzüne çıkarmasına fırsat vermediğinden, sorun yokmuş gibi davranmak zorundaydılar.) 

Çoğu kaynakta sorun ele alınırken, Gürcistan'ın, içindeki azınlıklara yönelik dayatmacı politikalarının daha çok din ve dil noktasında olduğu yazar. Bu nedenle Osetlerin bağımsızlık talebinde Gürcüce ve Gürcü kültürü dayatmalarının etkili olduğu söylenir. Bir diğer perspektif ise, Osetlerin Gürcü yönetiminde bir hayli rahat yaşadıkları, hiçbir baskı görmedikleri fakat Rusya'nın fitnesine düşerek başkaldırdıkları yönünde.


osetya ile ilgili görsel sonucu
Haritada Acara gösterilmemiş, dikkat!
1991'de patlak veren Gürcü-Oset çatışmasında binlerce ölü verilmiştir. Ancak Rusya'nın müdahalesi ile bir araya gelen taraflar 1992 yılında bir prensip anlaşması imzalamışlardır. Çok sayıda Gürcü ve Oset yaşadıkları yeri terk etmek durumunda kalmıştır. Halkın %98'i Kuzey Osetya ile birleşip Rusya topraklarında kalmayı tercih etmiştir.

Barış durumunun 2003 Gül devrimine kadar devam ettiği söylenebilir. Batı yanlısı politikalarıyla bilinen Saakaşvili Rusya'nın çıkarlarını tehdit etmiştir. Türkiye sınırında bulunan Acaristan sorununu Gürcistan lehine çözdükten sonra Osetya ve Abhazya için de benzer sonucu beklemiş ancak sınır komşusu Rusya'dan tepki görmüştür. 8 Ağustos 2008 tarihinde bağımsızlık ilan eden Osetya'ya operasyon düzenleyerek binlerce kişinin ölümüne sebep olmuştur.
Bunun üzerine Rusya da Osetya'ya girmiş ve Gürcistan'la savaşmıştır. 5 gün süren savaşa Avrupa ülkeleri müdahale etmiş, kısa bir süre sonra Rusya Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanımıştır.

Bugün Gürcistan'dan Güney Osetya'ya giriş ve çıkışlar sorunludur. Şayet Gürcistan üzerinden Güney Osetya'ya girerseniz, tıpkı Abhazya örneği gibi, bir daha Gürcistan'a alınmayabilir veya potansiyel suçlu gibi muamele görebilirsiniz.

Bu savaş esnasında Rusya Gürcistan'ın elektriğini kestiğinde, Saakaşvili Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım istemiş ve Türkiye'nin verdiği elektriği kullanmıştır. Acaba Türkiye'nin her fırsatta gösterdiği dostluğun ve iyi niyetin Gürcü yönetimi ve halkı ne kadar farkındadır? İşte bunu yaşadıkça göreceğiz...


Daha fazla kaynak için:
http://www1.american.edu/ted/ice/ossetia.htm

http://www.bilgesam.org/incele/999/-tarihsel-surec-icerisinde-guney-osetya-sorunu/


https://www.youtube.com/watch?v=evT1iro-rX4

17 Kasım 2016 Perşembe

AHISKA TÜRKLERİ VE AHISKA SÜRGÜNÜ

Şu küçücük ülkede ne kadar da çok etnik grup var. Bu zenginliği anlatmak için Gürcüler arasında biraz esprili bir anlatım bile var: "Tanrı dünyaya milletleri dağıtırken, her ülkeye birer ikişer millet dağıtmış, sıra Gürcistan'a gelince tüm milletleri saçıvermiş."  4 milyon nüfuslu ülkede Gürcüler dışında Azeriler, Ermeniler, Osetler, Abhazlar, Ruslar, Ukraynalılar, Yezidiler, Yunanlar ve Çeçenler yaşıyor. (Ne kadar barış içinde ve ne kadar eşit haklarla yaşadıkları tartışma konusu.)

ahıska gürcistan ile ilgili görsel sonucuPeki Ahıska Türkleri? Ahıska bölgesi 1829'da tazminat olarak Çarlık Rusya'ya verildiğinde, çoğu Ahıskalı sınırı geçerek Türkiye'ye gelirken, bir kısmı da Gürcistan topraklarında kaldı.
II. Dünya Savaşı esnasında Stalin'in Karadeniz'i Türklerden temizleme politikası sonucu bir gecede vatanlarından sürülen Ahıska Türkleri'nin kovuldukları vatanlarındaki yani Gürcistan'daki sayıları bugün sadece 1500. 

Ahıska Türkleri sürgün sonrası Kazakistan, Kırgızısitan, ABD, Rusya, Azerbaycan, Türkiye, Kıbrıs, Ukrayna ve Özbekistan gibi ülkelere dağıtıldılar. Kazakistan 180 bin rakamı ile en fazla sayıda Ahıskalı göçmeni barındırırken, Türkiye'de yaşayan Ahıskalı Türklerin sayısı 76 bin.

1944 yılında eli silah tutan Ahıskalı erkekler, Stalin’in emriyle Almanlara karşı savaşmak için cepheye gönderilirken, geride kalan aileleri sadece bir gecede ve birkaç saat içinde sürgün edildi. Hayvan taşıyan trenlere doldurulup günlerce, aylarca aç susuz yolculuk ettirilen Ahıskalıların 17 bini yolculuk esnasında hastalıktan, soğuktan ve açlıktan öldü, cesetleri ise trenden fırlatıldı.  Savaştan gelen erkekler bomboş yağmalanmış evlerle karşılaştı ve nerede olduğunu bilmedikleri ailelerinin peşine düştü.
ahıska türkleri ile ilgili görsel sonucu
Türklerden temizlenen Ahıska'ya yada Rusça ismiyle Mesheti'ye Ermeniler ve Gürcüler yerleştirildi. Bugün hala boş kalan Türk köyleri bulunmaktadır.

Ahıska Türkleri sürüldükleri tüm ülkelerde rahat edebildiler mi? Elbette hayır! Özbekistan'da ayrımcılığa ve haksızlığa uğrayan Ahıskalılar 1989 yılında Fergana vadisinde şiddete uğrayınca, Özbekistan'ı da terk etmek zorunda kaldılar.

Bugün, Ahıska Türkleri'nin durumu hala çözüme kavuşmamıştır. Gürcistan 1999 yılında Avrupa Konseyi'ne üye olurken, Ahıska Türklerinin dönüşlerini başlatacağını taahhüt etmiş, ancak yalnız Ahıska bölgesine değil tüm Gürcistan'a dağılmalarını ve kimliklerinde Gürcü ve Hristiyan yazılmasını şart koşmuştur. Nitekim Gürcü yönetimi ülkedeki azınlıkları kendi kimlikleriyle kabullenme zorlanmakta ve sık sık her bir azınlığın aslında Gürcü ve Hristiyan olduğunu ispatlama sıkıntısına girmektedir.

Türkiye’de yaşayan Ahıska Türkleri’nin sorunlarını daha yakından tanımak için:



7 Kasım 2016 Pazartesi

TİFLİS'TE EV KİRALARKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

Bir türlü içimin ısınmadığı ilk evimizden iki ayın sonunda taşındık. Vallahi şımarıklıktan, ev beğenmemekten değil, 800 dolar verip bir mutfağın içinde 24 saati geçirmek zorunda kalmaktan ötürü çıktık. O kadar düzensiz yapısına karşın hiç olmazsa kirası azıcık uygun olsaydı, bir yıl dişimi sıkardım, yalan yok! Ama tanıştığım insanlar çok daha kullanışlı evlerde çok daha uygun fiyata otururken, kendimi de biraz kazıklanmış hissettim ki sanırım bu kazıklanma duygusu Gürcistan'da kaldığım süre boyunca benim bir parçam olacak. Zira bu ülke halkı, yabancıları kazıklamayı adeta bir misyon haline getirmiş. 

Şimdiki evim de dört dörtlük değil ama sıfır. Eşyalarıyla evi tutan bir kiracı için en avantajlı durum sanırım daha önce hiç kullanılmamış bir ev ve eşyalardır. Her bir ürünü ambalajından çıkarmak pek keyifli geldi doğrusu.

Uzun lafın kısası, kendi sorunumu anlatmaktan ziyade, ülkeye taşınmayı düşünenlere ipucu olması bakımından ev bulmanın inceliklerine değinmek isterim.

*Öncelikle bolca yabancının ülkeye geldiği yaz sonu döneminde kiralar bariz bir şekilde daha yüksek. Yani Eylül ayının sonuna kadar ev piyasası normalin üstünde fiyatlarda seyrediyor. 

*Şayet gelmeden önce tanıdık, eş dost var ise haber salıp, birileri vasıtasıyla ev bulmak en güzeli. Ama yine de çok sayıda emlakçı sitesi var, birkaç tanesini hemen yazayım:
http://home.ge/
http://www.makler.ge/
http://www.eqo.ge/region.php?id_reg=1

Bu sitelere bakarak, evlerin genel fiyatları ve durumları hakkında bilgi edinmekte fayda var.

*Emlakçı aratırken mutlaka Gürcü bir dostunuzdan yardım isteyin. İngilizce veya Rusça konuşmanız durumunda ummadığınız bir şekilde kazıklanmanız çok büyük bir ihtimaldir. Anında sitede yazan fiyat yükselir, bir yanlışlık yapıldığı söylenir, üç dört kira birden istenir...vs vs. 

*Emlakçının verdiği sözleşmeyi çok dikkatli okumadan sakın imzalamayın. Gürcüce aslında yazan kısım ile İngilizce tercümesi arasında fark olabilir, aman dikkat!!!

*Ev sahibi ile pazarlık yapmayı, hangi eşyaları istediğinizi detaylıca belirtmeyi unutmayın. Veya fiyatı düşürüp, ufak tefek eksikleri kendiniz alın, daha uyguna geliyor. 

*Bu tavsiyeler dışındaki kısım, Türkiye'de ev kiralama noktasında dikkat edileceklerle aynı olur diye düşünüyorum.

6 Kasım 2016 Pazar

GÜRCÜ MÜZİĞİ VE DANSI


Gürcü Müziğini danslarından ayrı düşünemiyorum. Diğer Kafkas dansları gibi inanılmaz coşkulu ve keyifli bir dansları var. Kafkas kökenli olduğum için hiç objektif olamayabilirim ama dünyanın en güzel  danslarından biridir bana göre Kafkas dansları. Figürler, dansçıların kıyafetlerindeki özen ve kültürel öğelerin belirginliği, kullanılan müzik aletlerinin ahengi... Gürcü dansı da Kafkas danslarının en güzellerinden...

Müziğine gelince, elbette geleneksel müziğin yanısıra popüler müzik de icra ediliyor ancak ben halk müziğini tercih ediyorum. Bol akordeon ve davul sesi duyduğumuz hareketli şarkılarda "panduri" isimli bir çalgı da kullanılıyor.




Hareketli Gürcü danslarından bir örnek





Bu güzel şarkıda Çeçen halklarının kahramanlıkları Gürcü dilinde aktarılmış.




                           En beğendiğim slow şarkı Mariam Elieshvili'nin bu şarkısı oldu





                                                               Bu da ilahilerden bir örnek



                                                    Türkiyeli Gürcü Bayar Şahin

GÜRCİSTAN HABERLERİNDEN DERLEMELER


Ülkeye geldiğim ilk anlardan itibaren dikkatimi çeken bir husus, sokakların temizliği olmuştu. Çöp yığınları, kötü koku, rüzgardan uçuşan poşetler hiç ama hiç görmedim. Halkın bu noktadaki hassaslığını çokça takdir ettiğimi söyleyebilirim. Lakin yönetim de bu konuda ciddi bir gayret gösteriyor. 2017 yılı itibariyle sokakta "temizlikten sorumlu müfettişler" görecekmişiz. Cezalar da hiç hafif değil. Hayvanların sokağa dışkılaması 50 lari, araçtan sokağa çöp atmak ise 120 lari ile cezalandırılacak. 

http://www.georgianjournal.ge/society/33013-inspectors-to-target-and-fine-polluters-in-tbilisi-streets.html   

Bir olumlu haberinden ardından bir de olumsuz haber... Araç fazlalığı nedeniyle trafik bu ülkede berbat. Ancak araç kullanıcıları berbat olan trafiği bir de tehlikeli hale getiriyor. Kurallara uymak abes karşılandığı gibi, alkollü araç kullanımı da oldukça yaygın. Aşırı hız, yayaya ışıkta dahi yol vermeme ne yazık ki ölümcül kazalara sebebiyet veriyor. Bu yüzden Tiflisli çocuklar "lütfen yavaş sürün" kampanyası başlatmış. Aferin size çocuklar!

http://www.georgianjournal.ge/society/33011-childrens-voice--powerful-social-campaign-for-safe-driving-in-georgia.html  

Jvartamagleba günü, yani Kutsal Haçın Yükseliş Günü, Ortodoks Kilisesi'nin önemle kutladığı günlerden biri. 27 Eylül tarihinde kutlanan bu günü inananlar oruçlu geçiriyor. Dindar bir ülkede dini günlerin kutlanması belirgin bir şekilde hissediliyor.

http://www.georgianjournal.ge/society/32890-georgia-celebrates-elevation-of-the-holy-cross.html  

Gürcistan üzümüyle ve buna bağlı olarak şaraplarıyla meşhur. Turistleri ülkeye çeken etmenlerin başında geliyor desek yeridir. Gece, gündüz, ofiste, derste, kısaca her fırsatta şarap içen insanların ülkesinde "Şarap Haftası"nın olmasına şaşırmamak lazım.

http://www.georgianjournal.ge/society/32871-georgian-wine-week-2016-starts-today.html   

Başkent Tiflis'te gözle görülür bir fakirlik fark ettiğimi söyleyemem. Ancak tahmin ediyorum ki, kırsala doğru işsizlik ve fakirlik mutlaka artıyordur. Yardımsever insanların gayretiyle ülkenin çeşitli yerlerine ihtiyaç sahipleri için ayakkabı ve kıyafet kutuları konulmuş.

http://www.georgianjournal.ge/society/32510-dress-georgia--social-boxes-for-clothes-and-shoes-installed-in-tbilisi.html   

140 ülke arasında yapılan çalışmada Gürcistan dünyanın en mutlu 40. ülkesi olarak belirlenmiş.

http://www.georgianjournal.ge/society/32797-georgia-is-40th-among-140-countries-in-happy-planet-index.html  

Maalesef bu ülkede kürtaj çok yaygın. Sadece Gürcistan değil, Ermenistan ve Azerbaycan'da da durum aynı. Kürtajın gebelikten korunma yöntemi olarak kullanılmasının yanısıra, kız bebeklere yönelik negatif bir ayrımcılık söz konusu. Aklımın ucundan dahi geçmezdi ama bu üç ülkede de erkek evlat sahibi olmak bir itibar meselesi. Bu nedenle ikinci veya üçüncü çocuğun cinsiyetinin kız olduğu öğrenildiğinde anneler, eşlerin ve etrafın baskısıyla kürtaja gidiyor. 

http://latitude.blogs.nytimes.com/2012/07/20/from-abortion-to-contraception-in-georgia/?_r=0   

https://www.meydan.tv/en/site/society/16757/   

Güney Kafkasya'da kadın erkek eşitsizliğinden ve erkek egemen toplumun kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerinden söz eden bir UNFPA raporu var. Ülkede çocuk yaşta evliliklere ve kürtaja da değiniyor.

http://georgiatoday.ge/news/4958/UNFPA%3A-Rooted-Gender-Inequalities-Still-Represents-the-Problem-in-Georgia

Dünyanın en güvenilir 118 ülkesi arasında Gürcistan 3. sırayı almış. Birinci ülke Singapur, ikinci ülke ise Güney Kore. Ne yazık ki Türkiyemiz 75. sırada. 
Cidden sokakta güvenle yürümek harika bir duygu. Eve hırsız girmesi veya arabanızın çalınması neredeyse olasılık dışı. Gürcistan nasıl yapmış bilmiyorum ama hırsızlığın kökünü kazımış.

http://www.georgianjournal.ge/society/32791-georgia-is-3rd-among-118-safest-countries-of-the-world.html   

Bir önceki habere sevinirken, bu haberle üzülüyorum. Zira hava kirliliğinde de Gürcistan ilk sırada yer alıyor. Arkasında Bosna Hersek, Kuzey Kore ve Bulgaristan var. Sebebi ise ülkedeki araç fazlalığından kaynaklanan yakıt tüketimi ve taşıtların bakımsızlığı. Evimin parkın dibinde olması ile teselli bulabilir miyim??

http://www.georgianjournal.ge/society/32635-georgia-no-1-among-the-countries-that-have-deadliest-air-pollution.html   

1 Kasım 2016 Salı

ABHAZYA, ABHAZLAR VE ABHAZYA SORUNU

Abhazya Nerededir?

abhazya ile ilgili görsel sonucuÇoğu insanın ismini Soçi Olimpiyatları sayesinde duyduğu, Karadeniz komşumuz Abhazya Gürcistan'ın kuzeybatısında yer alıyor. Dünyadaki hemen hemen tüm diller ülkenin ismini Rusça formundan alarak kullansa da Abhazlar kendi ülkelerine Apsni diyorlar. 240 km sahile sahip, yeşil doğası, zengin bitki örtüsü ve ılıman iklimi ile bölge, 2008 krizine kadar Gürcistan halkının yaz tatili planlarının vazgeçilmez istikameti idi. Stalin'in yaz aylarını uzunca bir süre Abhazya'da geçirdiği söylenir. (Krizden sonra Gürcüler rotayı Batum'a çevirdiler, bu da Batum'un gelişmesine ve tursitik bir şehre dönüşmesine sebep oldu.)

Güneşi, yumuşak iklimi ve verimli toprakları sayesinde civar bölgelerin narenciye kaynağı olan ülkenin, başkent Sukhomi'de (Sohom /Suhumi) yetişen nefis mandalinaları meşhurdur. Hatta Zaza Uruşadze'nin etkileyici filmi "Mandalinalar" da Abhazya'nın bir köyünde çekildi.

Abhazlar Kimdir?

21 mayıs çerkes sürgünü ile ilgili görsel sonucuGünümüzde büyük çoğunluğu Abhazya'da yaşayan Güney Kafkasya halkı Abhazlar, diğer Kafkas halklarıyla akraba kabul edilir. Kaynaklara göre İslamiyet ile 16.yüzyılda Osmanlı idaresi sayesinde tanışan halk 1810 yılındaki Rus saldırısına kadar en sorunsuz dönemini yaşadı. Hakimiyetin Ruslara geçmesinin ardından katliamların ve siyasal gerginliklerin eksik olmadığı bölge 1878 yılında tüm diğer Kafkasya halklarıyla birlikte büyük bir sürgün yaşadı. Bugün Türkiye'de yaklaşık 500 bin Abhaz'ın yaşadığına inanılıyor. Bir hayli aktif çalışan Abhaz dernekleri kimliklerini koruma ve kültürlerini yaşatma gayretindeler.

Sürgün esnasında ölülerin Karadeniz'e atılması nedeniyle Türkiye'de Kafkas kökenli vatandaşların Karadeniz'den çıkan balıkları "onlar bizim ölülerimizi yediler" diye yemediklerini bir Çerkes kökenli vatandaş olarak defalarca duymuşumdur. Bir de yaşlıların çok kızdıkları kişilere dişlerini sıkarak Rus/Moskof gavuru deyişlerini manidar bulurum.

Abhazların Dini İnancı

Türkiye'deki Abhazların neredeyse tamamı Müslümandır ve Müslüman Abhazlara "Abaza" ismi verilir. Çerkesler ile yakın akrabadırlar. Abhazya'da Müslüman Abhaz oranı 2013'deki nüfus sayımına göre %16'dır. Halkın %60'ı Doğu Ortodoks Kilisesi'ne tabiidir. Ancak, Abhazlarda da diğer Adige/Çerkes(Bu kavramların birbirinden farklı olduğu yönünde görüşler de var) halklarda olduğu gibi gelenekler ve Abhaz öğretileri dini inanışların ve uygulamaların önüne geçer, dini fanatiklik yok denecek kadar azdır. Bu nedenle her iki dine mensup Abhazlar da birbirleriyle iyi geçinmekte olduklarını ifade ederler.

Abhazya Tarihi ve Bağımsızlık Mücadelesi

Abhazya, 1578-1810 yılları arasında Osmanlı hakimiyeti altında kaldı.1810 yılında Suhumkale (bugünkü Sukhumi) ile başlayan Rus işgali 1864'de tüm Abhazya'yı ele geçirdi. 1864 Kafkas halklarının, kan ve gözyaşı dolu büyük sürgünlerinin tarihidir. Bugün Türkiye'deki Kafkas kökenli halk hala sürgünü anlatan ağıtlarını söylemekte, her 21 Mayıs günü sürgünde yaşananları unutturmamak için programlar düzenlemektedir. Abhazya'da ise 31 Mayıs resmi anma günü ilan edilmiştir.

1918 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinden biri olma statüsüne ulaşan Abhazya, küçük bir ülke olması sebebiyle 1931'de Stalin'in çabalarıyla Gürcistan'a bağlandı. Zorlu günler bu işgal ile birlikte geri döndü. Abhaz aydınların yüzde 80'i katletildi. Halkın dili değiştirildi ve Gürcüce konuşulması dayatıldı.Bölgede Abhazların nüfusu azaltılırken Gürcü nüfusu artırıldı.

abhazya savaşı ile ilgili görsel sonucu1992 yılında Gürcistan, başkent Sukhumi'ye askeri müdahalede bulundu. Ülke ağır ambargolara maruz kaldı. Çeşitli devletler biraraya gelerek barış görüşmeleri için uğraş verse de, sonuç alınamadı. Abhazlar 3000'e yakın can kaybı ile 1993'de Sukhumi'yi tekrar ele geçirdi ve Gürcüleri yavaş yavaş Abhazya topraklarını terk etmek zorunda bıraktı.

2008 yılında Gürcistan ve Rusya arasında patlak veren Osetya Savaşı, Abhazya'nın bağımsızlığının tekrar gündeme gelmesine sebep oldu. Bağımsızlığı başta Rusya olmak üzere birkaç Güney Amerika ülkesi tarafından tanınan Abhazya'da Gürcü nüfus hiç kalmamıştır. Ancak Gürcistan içinde Abhaz nüfus var.

Abhazya'da Son Durum Nedir?

Zugdidi Abhazya sınırı
Gürcistan Abhazya sınırındaki Zugdidi şehrine gittiğimde, sınırın ne kadar ürpertici ve geçişlerin ne kadar sıkıntılı olduğunu gördüm. Atalarımın geldiği topraklara çok yakındım ama Gürcistan'da yaşarken Abhazya'ya geçmek demek, döndüğümde terörist muamelesi görmek anlamına gelecekti. Gürcistan'ın bağımsızlığını tanımadığı bir ülkeye giren her Gürcü vatandaşı ve her ziyaretçi böyle bir risk ile karşı karşıya. Abhazya'dan ülkeye girenlerin kendi ülkelerinde sorun yaşayıp yaşamadıklarına dair net bir bilgim yok. Ancak yine de her iki halkın geçişleri zorluklara rağmen engellenemiyor. Bir hayli uzun olan sınır bölgesini, ziyaretçiler sıkı kontroller sonrası ancak at arabası ile veya yaya olarak geçmek zorunda.

Gürcülerden dinlediğim kadarıyla Abhazya Rusya'ya ilhak olma peşinde. Büyük bir ülke içinde kimliklerini tamamen kaybedeceklerine Gürcistan gibi küçük bir ülkede kalıp, kimliklerini koruyabilirlerdi diyenler var.

Rusya'nın da Abhazya'yı ilhak etmekten memnuniyet duyacağı kesin gibi. Zaten kaybettiği Kırım ve çevresi yüzünden Karadeniz donanmasını barındırmakta güçlük çeken Rusya için Abhazya'dan daha iyi bir fırsat düşünülebilir mi?

Daha fazla kaynak için:

http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ilber-ortayli_614/abhazya-guzel-cografya-guzel-insanlar_40256380

https://en.wikipedia.org/wiki/Abkhazia

http://abkhazworld.com/aw/abkhazia

http://www.abhazyam.com/

https://www.youtube.com/watch?v=uj-RvbHU8n4 (Güzel bir Abhazya belgeseli)