Abhazya Nerededir?
Çoğu insanın ismini Soçi Olimpiyatları sayesinde duyduğu,
Karadeniz komşumuz Abhazya Gürcistan'ın kuzeybatısında yer alıyor. Dünyadaki
hemen hemen tüm diller ülkenin ismini Rusça formundan alarak kullansa da
Abhazlar kendi ülkelerine Apsni diyorlar. 240 km sahile sahip, yeşil doğası,
zengin bitki örtüsü ve ılıman iklimi ile bölge, 2008 krizine kadar Gürcistan
halkının yaz tatili planlarının vazgeçilmez istikameti idi. Stalin'in yaz
aylarını uzunca bir süre Abhazya'da geçirdiği söylenir. (Krizden sonra Gürcüler
rotayı Batum'a çevirdiler, bu da Batum'un gelişmesine ve tursitik bir şehre
dönüşmesine sebep oldu.)
Güneşi, yumuşak iklimi ve verimli toprakları sayesinde civar
bölgelerin narenciye kaynağı olan ülkenin, başkent Sukhomi'de (Sohom /Suhumi) yetişen
nefis mandalinaları meşhurdur. Hatta Zaza Uruşadze'nin etkileyici filmi "Mandalinalar" da Abhazya'nın bir köyünde çekildi.
Abhazlar Kimdir?
Günümüzde büyük çoğunluğu Abhazya'da yaşayan Güney Kafkasya
halkı Abhazlar, diğer Kafkas halklarıyla akraba kabul edilir. Kaynaklara göre
İslamiyet ile 16.yüzyılda Osmanlı idaresi sayesinde tanışan halk 1810 yılındaki
Rus saldırısına kadar en sorunsuz dönemini yaşadı. Hakimiyetin Ruslara
geçmesinin ardından katliamların ve siyasal gerginliklerin eksik olmadığı bölge
1878 yılında tüm diğer Kafkasya halklarıyla birlikte büyük bir sürgün yaşadı.
Bugün Türkiye'de yaklaşık 500 bin Abhaz'ın yaşadığına inanılıyor. Bir hayli
aktif çalışan Abhaz dernekleri kimliklerini koruma ve kültürlerini yaşatma
gayretindeler.
Sürgün esnasında ölülerin Karadeniz'e atılması nedeniyle
Türkiye'de Kafkas kökenli vatandaşların Karadeniz'den çıkan balıkları
"onlar bizim ölülerimizi yediler" diye yemediklerini bir Çerkes
kökenli vatandaş olarak defalarca duymuşumdur. Bir de yaşlıların çok kızdıkları
kişilere dişlerini sıkarak Rus/Moskof gavuru deyişlerini manidar bulurum.
Abhazların Dini İnancı
Türkiye'deki Abhazların neredeyse tamamı Müslümandır ve
Müslüman Abhazlara "Abaza" ismi verilir. Çerkesler ile yakın akrabadırlar. Abhazya'da Müslüman Abhaz
oranı 2013'deki nüfus sayımına göre %16'dır. Halkın %60'ı Doğu Ortodoks Kilisesi'ne tabiidir. Ancak, Abhazlarda da diğer Adige/Çerkes(Bu kavramların
birbirinden farklı olduğu yönünde görüşler de var) halklarda olduğu gibi
gelenekler ve Abhaz öğretileri dini inanışların ve uygulamaların önüne geçer, dini
fanatiklik yok denecek kadar azdır. Bu nedenle her iki dine mensup Abhazlar da
birbirleriyle iyi geçinmekte olduklarını ifade ederler.
Abhazya Tarihi ve Bağımsızlık Mücadelesi
Abhazya, 1578-1810 yılları arasında Osmanlı hakimiyeti
altında kaldı.1810 yılında Suhumkale (bugünkü Sukhumi) ile başlayan Rus işgali
1864'de tüm Abhazya'yı ele geçirdi. 1864 Kafkas halklarının, kan ve gözyaşı
dolu büyük sürgünlerinin tarihidir. Bugün Türkiye'deki Kafkas kökenli halk hala
sürgünü anlatan ağıtlarını söylemekte, her 21 Mayıs günü sürgünde yaşananları
unutturmamak için programlar düzenlemektedir. Abhazya'da ise 31 Mayıs resmi
anma günü ilan edilmiştir.
1918 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinden biri olma
statüsüne ulaşan Abhazya, küçük bir ülke olması sebebiyle 1931'de Stalin'in
çabalarıyla Gürcistan'a bağlandı. Zorlu günler bu işgal ile birlikte geri
döndü. Abhaz aydınların yüzde 80'i katletildi. Halkın dili değiştirildi ve
Gürcüce konuşulması dayatıldı.Bölgede Abhazların nüfusu azaltılırken Gürcü
nüfusu artırıldı.
1992 yılında Gürcistan, başkent Sukhumi'ye askeri müdahalede
bulundu. Ülke ağır ambargolara maruz kaldı. Çeşitli devletler biraraya gelerek
barış görüşmeleri için uğraş verse de, sonuç alınamadı. Abhazlar 3000'e yakın
can kaybı ile 1993'de Sukhumi'yi tekrar ele geçirdi ve Gürcüleri yavaş yavaş
Abhazya topraklarını terk etmek zorunda bıraktı.
2008 yılında Gürcistan ve Rusya arasında patlak veren Osetya
Savaşı, Abhazya'nın bağımsızlığının tekrar gündeme gelmesine sebep oldu.
Bağımsızlığı başta Rusya olmak üzere birkaç Güney Amerika ülkesi tarafından
tanınan Abhazya'da Gürcü nüfus hiç kalmamıştır. Ancak Gürcistan içinde Abhaz nüfus var.
Abhazya'da Son Durum Nedir?
Zugdidi Abhazya sınırı |
Gürcistan Abhazya sınırındaki Zugdidi şehrine gittiğimde,
sınırın ne kadar ürpertici ve geçişlerin ne kadar sıkıntılı olduğunu gördüm.
Atalarımın geldiği topraklara çok yakındım ama Gürcistan'da yaşarken Abhazya'ya
geçmek demek, döndüğümde terörist muamelesi görmek anlamına gelecekti.
Gürcistan'ın bağımsızlığını tanımadığı bir ülkeye giren her Gürcü vatandaşı ve
her ziyaretçi böyle bir risk ile karşı karşıya. Abhazya'dan ülkeye girenlerin
kendi ülkelerinde sorun yaşayıp yaşamadıklarına dair net bir bilgim yok. Ancak
yine de her iki halkın geçişleri zorluklara rağmen engellenemiyor. Bir hayli
uzun olan sınır bölgesini, ziyaretçiler sıkı kontroller sonrası ancak at
arabası ile veya yaya olarak geçmek zorunda.
Gürcülerden dinlediğim kadarıyla Abhazya Rusya'ya ilhak olma
peşinde. Büyük bir ülke içinde kimliklerini tamamen kaybedeceklerine Gürcistan
gibi küçük bir ülkede kalıp, kimliklerini koruyabilirlerdi diyenler var.
Rusya'nın da Abhazya'yı ilhak etmekten memnuniyet duyacağı
kesin gibi. Zaten kaybettiği Kırım ve çevresi yüzünden Karadeniz donanmasını
barındırmakta güçlük çeken Rusya için Abhazya'dan daha iyi bir fırsat
düşünülebilir mi?
Daha fazla kaynak için:
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ilber-ortayli_614/abhazya-guzel-cografya-guzel-insanlar_40256380
https://en.wikipedia.org/wiki/Abkhazia
http://abkhazworld.com/aw/abkhazia
http://www.abhazyam.com/
https://www.youtube.com/watch?v=uj-RvbHU8n4 (Güzel bir Abhazya belgeseli)
https://www.youtube.com/watch?v=uj-RvbHU8n4 (Güzel bir Abhazya belgeseli)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder