Ülkedeki ikinci haftamızda Batum'a doğru yol aldık. İş nedeniyle de olsa etrafı seyretme ve çok kısa geziler yapma imkanımız oldu. Şimdilik Botanik bahçesi ve köyler içimde kaldı ama bir dahaki sefere dedim, eşimin sonraki gidişlerinde çektiği fotoğraflarla kendimi teselli ettim.
Zaten bir sahil kentinin, Karadeniz sahili kentinin, hele de son yıllarda bolca turist çeke çeke gelişen bir kentin güzel olmaması beklenebilir mi? Muazzam bir sahilden tutun da, yeme içme çeşidinin bolluğuna, yürüyüş alanının uzunluğuna ve genişliğine, tatlı esintilerine kadar Batum'da görmeye değer çok şey var. Yani "Ben giderim Batum'a, Batum'un batağına" diyenler şimdi gelip görmeliler Batum'da batak matak kalmış mı. Pek gelişmiş, pek turistik bir şehir olmuş...
Değinmeden geçemeyeceğim ki, Türk turistler Batum'da batak kalmış mı diye görmeye gelmiyor. Bu güzelim küçük şehri daha çok kumarhaneleri ve gece hayatı nedeniyle tercih ediyorlar. Hususi domuz eti yemek için gelenlerin olduğu da söyleniyor. Batum halkının büyük çoğunluğunu yani yaklaşık %65'ini Müslüman Gürcüler yada daha doğru tabiriyle Acarlar oluşturuyor. Bu rakamın eskiden daha fazla olduğunu ancak bugün dengelerin değiştiğini okuyorum. Bu konuya Acarya ve Acarlar başlığı altında değinmeyi düşünüyorum.
Değinmeden geçemeyeceğim ki, Türk turistler Batum'da batak kalmış mı diye görmeye gelmiyor. Bu güzelim küçük şehri daha çok kumarhaneleri ve gece hayatı nedeniyle tercih ediyorlar. Hususi domuz eti yemek için gelenlerin olduğu da söyleniyor. Batum halkının büyük çoğunluğunu yani yaklaşık %65'ini Müslüman Gürcüler yada daha doğru tabiriyle Acarlar oluşturuyor. Bu rakamın eskiden daha fazla olduğunu ancak bugün dengelerin değiştiğini okuyorum. Bu konuya Acarya ve Acarlar başlığı altında değinmeyi düşünüyorum.
Biraz da resimler konuşssun... Zira blog okuyucusunun gözleri her zaman fotoğraf arar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder